Parkinson Hastalığı’nın Tanısında Gecikme Nedenleri

Tüm belirtileri ile tam olarak ortaya çıkmış bir Parkinson hastasını tanımak ve tanısını koymak hekimler içim zor değildir. Ancak hastalığın başlangıç aşamasında bazı özeliklerden dolayı tanıyı koymak güçleşebilir, hatta tanı bu sebeplerden yıllarca gecikebilir. Bu sebeplerden bir tanesi yaşla ilgilidir. PH yaş ile ilişkilendirildiğinden genç yaşta ortaya çıkmazmış gibi algılanır. Gerçekte PH’nın ortalama başlangıç yaşı 55’tir; hastaların %5inde ise hastalık 40 yaşının altında başlar. Ülkemizde, akraba evliliklerine bağlı olarak görece sık görülen, çekgin genlere bağlı PH ise 20 yaş ve altında dahi başlayabilir. Madalyonun öbür yüzü olarak PH tanısı yaşlı hastalarda da gecikebilir. Burada ise sorun yürümenin ve hareketlerin yavaşlamasının, ve hatta bazen titremenin yaşlılığın doğal sonucu olarak kabul edilmesidir.

Tanının gecikmesinde diğer bir ana neden belirtilerin niteliğidir. Titreme olmadan, sadece yavaşlama, kaslarda katılaşma, el becerisinde bozulma, yazıda değişiklik gibi bulgularla ortaya çıkan PH sıklıkla atlanmakta, hastaların şikayetleri boyun fıtığı gibi, hafif derecede birçok insanda saptanabilen nedenlere yorulmaktadır. PH oldukça sıklıkla omuz ya da kol ağrısıyla ortaya çıkabilir. Bu hastalarda da tanı gecikmekte, ağrı omuz eklemi kireçlenmesi gibi nedenlere bağlanmakta, hastalar aylar boyunca bu yönde tedavi görebilmektedir. Bir uzman tarafından PH tanısı konulduğunda dahi titremenin olmaması tanının şüpheyle karşılanmasına sebep olabilmektedir. Gerçekte Parkinson hastalarının en az %10’u tüm hastalıkları boyunca hiç titreme geliştirmezler.

Tanının gecikmesindeki diğer nedenler arasında bildik semptomlar dışındaki semptomların ilk belirti olması da sayılabilir. Örneğin PH depresyonla başlayabilir, eğer diğer belirtiler geri plandaysa bunlar gözden kaçabilir; hatta yüzde donukluk, hareketlerin yavaşlaması saptansa dahi bunlar depresyon bulgularıyla karıştırılabilir.